Genel

doğal yollarla hamilelik

Sağlıklı beslen, sağlıklı bebeğin olsun! Bebek sahibi olmaya karar verdiyseniz, sağlıklı bir gebelik ve bebek için doğru düzenlenmiş beslenme programı uygulamanız gerek. Aile Hekimi Dr. Murat Berksoy, hamile kalmadan en az 3 ay-1 yıl önce uygun beslenme rejimine geçilmesini öneriyor. Anne adayları; yeşil yapraklı sebzeler, fındık, badem ve baklagiller yemeli, kemik gelişimi için kalsiyumdan zenginleştirilmiş yoğurt, süt tüketmeli, güneş ışığından faydalanmalı ve folik asit tabletleri ile bol suyu mutlaka günlük rutine katmalı. ALKOLDEN UZAK DURUN Hamileliği planlayan bir ailede hem anne hem de baba adayı alkol tüketimini sınırlandırmalı. Alkol tüketimi, bebekte ciddi doğumsal bozukluklara sebep olabilir. Erkeklerde sperm hareketliliğini ve sayısını azaltmakla beraber, kadınlarda gebe kalma şansını düşürür. Kafein, merkezi sinir sistemi üzerinde etkili olarak, aşırı gerginlik ve dikkat dağınıklığına sebep olabilir. Hamileliği planlayan ailelerde, hem anne hem de baba adayının kafein alması gerginliğe sebep olabileceğinden ve bu da döllenme yeteneğini etkileyebileceğinden sınırlandırılmalı. Kafein düşük riskini de...

Daha Fazlası

Sağlıklı Spermlerle Babalık Şansı

Babalar gününe baba olma ümidiyle girebilirsiniz. Detaylar için lütfen resme...

Daha Fazlası

Aşırı kilo sperm kalitesini azaltıyor

Aşırı şişman erkeklerde, sperm kalitesinin düşük olma olasılığının daha fazla olduğu ortaya çıktı. Fertility & Sterility Dergisi’nde yayımlanan araştırma için Danimarka’da bin 600 erkek denek olarak kullanıldı. Araştırmaya göre aşırı zayıf erkekler de aynı sorunla karşı karşıya kalıyor. Aşırı zayıflarda sperm sayısının normal kilodakilere göre yüzde 28.1, sperm konsantrasyonununsa yüzde 36.4 daha az olduğu tespit...

Daha Fazlası

yeni yeni yeni

Kollarımda Bahadır Selim daha 2,5 aylık ama bana daha büyük gibi geliyor. Çünkü ben onu mm lik halini biliyorum. O zamandan beri yaşatıyorum sevgisini ,çoskusunu,heycanı içimde tadıyorum.Benimoğlum bir tedavi sonucu oldu. Senelerdir,uğraşıyorduk. Ama yalnış şekillerde maddiyatınızdan meneviyatınızdan daha da önemlisi ümidimizi de götürdü o tedaviler. Şimdi ise doğru teshis ,azim ve gayretle benim bıkmam doktorumun ümit var konuşmasıyla kollarımda bir oğlum var. Aslında bizim olayımız hiç çocuğu olmayan aileler gibi değil çünkü bizim 14 yaşında bir kızımız var E o zaman niçin bu kadar uğraştınız diyeceksiniz. Ailecek unuttuğumuz duyguları yeniden yaşamak istiyorduk. Bebeğimizin büyüdüğünü , serpildiğini diş çıkarmasını ,yürümesini,konuşmasını o çoşkuları yaşamak istiyormusun. Bu istediklerimize kavuştuk. Evladımıza baktıkça çektiğimiz sıkıntıları düşünüp iyiki pes etmemişiz diyoruz. En son 4 saatlik şeker tahlilimi yaptırdığımda ağlayarak evime gittim. O ruh haliyle Murat Bey i aradığımda sıkıntılarımı anlattığımda cevap alarak sonuca ulaşmak için gayret edicez yarıda bırakırsan çocuğunu nasıl kollarına alır seversin diyor bana ütopya gelen sözler söylüyordu. Evet şimdi kolarımda öpüyorum,seviyorum,kokluyorum ve o konuşmalarımız aklıma geliyor (ama Murat Bey ne kadar diyet yapacağım nasıl bu tahlilleri yaptıracağım ) sona ulaşana kadar . İşte sonuç doğru teşhis doğru tedavi ve motivasyon hayallerimiz gerçek oldu. Evlat isteyenlerin hepsine sesleniyorum. Tedavinizi yarıda bırakmayın. Doktorunuza güvenin emin ellerdesiniz ve birde çok dua...

Daha Fazlası

EN YENİ ÖYKÜ

Eylül 2002 tarihinde evlendim. Evlendiğim tarihten itibaren birkaç yıl boyunca çocuk sahibi olma fikri beni hep korkuttu. Eşim ise o zamanlar çocuk istemiyordu zaten. İlk rahatsızlığım 2004 yılında 3 ay adetten kesilmemle başladı. Bu konularda o kadar bilgisizmişiz ki bunu şimdi anlıyorum, bir de üzerine böyle bir rahatsızlıktan dolayı doktora gitmekten çekinmem de eklenince 3 ay boyunca doktora gitmedim. En sonunda bu sorun hayatımızı olumsuz etkilediği için mecburen bir jinekoloğa muayene olmak üzere bir hastaneye gittim. Yaptığı muayene sonucunda doktor bana yumurtalıklarımın 3 ay hiç yumurta üretmemiş olduğunu, şu an ise gelişmekte olan bir yumurta gördüğünü söyledi. Kan tetkikinde FSH, LH, Prolaktin ve E2 değerleri normal çıkmıştı. Doktor bana adet görmemi sağlayacak bir ilaç verdi ve eve döndüm. Birkaç ay adetlerim normal düzeninde devam etti. 2005 yılında düzensizlik tekrar başlayınca yine aynı hastaneye gittim ve bu sefer farklı bir doktora muayene oldum. Doktor muayenede yumurta tespit etmemişti. FSH, LH, Prolaktin değerleri ise olması gerekenden yüksekti. Doktor bana menopoz hormonlarımın yükselmiş olduğunu söyledi (aynen bu ifadeyi kullandı). O sırada bu söyleneni mantığım almamıştı. Bu yaşta nasıl olur? Menopoz dediğin en erken ellili yaşlarda yaşanan bir şeydir… Ve işin kötüsü bu durumda ne yapacağıma dair en ufak bir fikrim yoktu. Doktor ise aynen bir önceki doktor gibi bana yumurtalık rezervimin az olduğunu ve çocuk sahibi olabilmem için acilen tedavi görüp sağlıklı bir yumurta üretmeyi başardığımda tercihen tüp bebek yöntemini denemem gerektiğini söylememişti. Eşimle birlikte bir uzmana görünmeye karar verdik. Yine muayene, yine kan tetkikleri ve doktor menopoza girmek üzere olduğumu söyledi. FSH, LH, Prolaktin değerleri ise öncekilerden daha yüksek çıkmıştı. Tahlil sonuçlarını aldığında doktor bana telefon açmış ve durum çok kötü demişti. Bunu duyduğumda sanki göğsüme bir bıçak saplanmış gibi hissettim; gözlerimden yaşlar boşaldı. Doktor bana prolaktin düşürücü bir ilaç ile bir şeker ilacı verdi. Prolaktin düşürücü ilaç fena halde midemi bulandırıyordu. Öyle ki yataktan kalkamaz oldum. Doktorun olumsuz yaklaşımı ise moralimi daha fazla bozuyordu. İkinci muayenede bana bir yumurtalığımın hiç yumurta üretmediği, diğerinin ise çok az çalıştığı, rahmimin arkaya dönük olduğu gibi bir sürü olumsuz şey söyledi. Gerek bu olumsuz yaklaşım, gerekse prolaktin düşürücü ilacın sebep olduğu mide bulantısı sebebiyle psikolojim oldukça bozulmuştu. Kısa bir süre sonra bu ilacı kullanmamaya ve o doktora bir daha gitmemeye karar verdim. Bir taraftan internetten rahatsızlığım hakkında bilgi topluyor, bir taraftan da yakın arkadaşlarım vasıtasıyla daha iyi bir uzman bulmaya çalışıyordum. Yaptığım araştırmalar sonucunda rahatsızlığımın adını doktorlardan önce ben koymuştum: POF (Erken gelişen yumurtalık...

Daha Fazlası

YENİ BAŞARI ÖYKÜMÜZ

Birçok insanın yaşadığı bu zorlu yola biz de 2006 yılı başında girmiştik. Yumurta takipleri, renkli film, laproskopi derken yılın yarısını bulmuştuk. İzmir’de 9 Eylül Üniversitesi’ne gidiyordum ve tespit edilen net bir infertilite sorunumuz olmadığı için aşılamalarla başladık tedaviye. Açıkçası tedaviye başlar başlamaz hemen olacakmış gibi hissediyordum. Yılın sonuna geldigimizdeyse 3 kez aşılama denemiştik ve netice olumsuzdu. Yine de ciddi bir infertilite sorunumuz olduğunu düşünmüyordum, tüp bebekte mutlaka olur diye düşünüyordum… 2007 yılbaşı itibariyle ilk tüp bebek denememizi gerçekleştirdik. Bu bir yil içerisinde FSH 13.7’lere çıkmıştı ve aşılamalarda daha düşük dozda ilaç kullanmama rağmen daha çok yumurta oluşuyorken, tüp bebek denememizde sadece 2 yumurta gelişmişti. Onlar toplandı, döllendi ve transferi gercekleştirildi. Yumurta sayısının az olduğu ancak kalitesinin çok iyi olduğu soylenmişti. Böyle olunca gebeliğin oluşacağına olan umudumuz daha da arttı. Nitekim sonuç da olumluydu, çok mutlu olmuştuk.. Ancak testen 1 gün sonra kanamam oldu ve gebelik sona erdi. Hiçbirşey için erken sevinmememiz gerektigini anlamıştık. Doktorumuz, FSH yükseldiği için bünyemin kısa protokole daha çok tepki vereceğini düşünerek, yüksek dozda ilaçla kısa protokol denedik.. Daha yolun başında, tek yumurta büyümeye başladı. Hem tek yumurtayla olasılığın düşük olması hem de tüp bebek tedavisinin maliyetini düşünerek, tedaviyi 4. günde bırakıp aşılama yapmaya karar verdik. Çok üzülmüştüm, tüp bebek yapmaya yetecek kadar bile yumurta oluşmuyordu. İlacın dozunu epey de arttırmıştık üstelik.. Doktorumuza bundan sonra ne yapacağiz, ilacın dozunu daha ne kadar arttırabiliriz diye sorduğumda, verdiği cevabı harfiyen hatırlıyorum. “Nuran Hanım, ilaçlara çok güvenmeyin, onlar sizde olan birseyi ortaya çıkarıyor” dedi. “Tencerenin altını istediginiz kadar açın, içinde birsey varsa pişer, değilse tencereyi yakarsanız” demişti. Bu noktada kalakalıyorsunuz, bünyeniz size şansınızı deneme fırsatını bile vermiyor gibi hissediyorsunuz. Kitaben doğru olan kısa protokole benim bünyem cevap vermemişti. İlacın dozunu arttırarak yeniden uzun protokol denemeye karar verdik. Bu sefer 4 yumurta görünüyordu, çok sevinmiştik. Ancak yumurtaların birisi gelişmedi, toplandığında birinin kist diğerinin dejenere yumurta olduğu anlaşıldı ve yine tek yumurtayla kalmiştik. Doktorumuz hepimiz tek yumurtadan olduk diye moral vermeye çalışıyordu ama ben hiç umutlanamıyordum. Bu denememiz de olumsuz sonuçlandı. Bu aşamada yumurta sayısını arttırmak için neler yapabilirizi araştırmaya başladık. Bir arkadaşım Bahçeci Kliniği’nin sitesinde benim durumumla birebir örtüşen biririn hikayesini okumuş, benim de okumamı hattta bir an önce gidip görüşmemi soyledi. Hikayeyi okuduğumda vejeteryan bir diyetten bahsediyordu.. Bilimsel olarak kanıtlanmış birşey değildi ama kaybedecek hiçbirşeyimiz olmadığı için denemeye karar verdik. Uzun zamadir bir arkadaşim beni Alman Hastanesi’ndeki doktoruna gitmem için yönlendiriyordu, çok ciddiye almıyordum. Sonuçta bu operasyon heryerde aynı...

Daha Fazlası