ekonomik kriz

Posted on Feb 1, 2009 in Basında Dr. M.Berksoy | 0 comments

Kriz stresi kadınların yumurta sayısını erkeklerin sperm sayısını düşürür mü?
Stres kontrol edilmediğinde kandaki yükselen kortizol gibi hormonların yaptığı olumsuz etkilerle, yeme bozukluğunun yol açtığı şişmanlık ve diğer metabolik hastalıklarla çiftlerde yumurta ve sperm kalitesini olumsuz etkileyerek, sperm ve yumurtanın karşılaşma olasılığını azaltarak çocuk sahibi olma şansını azaltır. Ekonomik krizde, sağlıklı su, sağlıklı yiyecek tüketimi zorlaşıyor. Bu da sperm ve yumurtaların karşılaşarak döllenmelerini olumsuz yönde etkiler. Hasta sayısında artış var ama tedavi olmak zorlaşıyor. İnsanlar, tedaviye bütçe ayıramadıkları için tedavi olmayı erteliyorlar. Bu da hastalıkların daha da ilerlemesine neden oluyor. Zaman ve bütçe yönetimini iyi yapan uzman doktorlardan yardım alan çiftlerde ekonomik kriz stresi yumurta ve sperm sayı ve kalitesini daha az etkileyecektir. Ekonomik kriz özellikle önceliklerin belirlenmesinde önemli bir rol oynayabilir. Çalışmayan sosyal güvencesi olmayan kadınlar kişisel sağlığı konusunda tedavi için doktora gidemediği için ekonomik stresten daha çok etkileniyor.
Kriz nedeniyle zor günler yaşayan çiftler buna rağmen anne baba olmak istiyorlarsa nelere dikkat etmeliler?

Tasarruflarını iyi belirleyen çiftlere verilen tıbbi destekler çiftlerin ruhsal ve bedensel sağlıklarını önecelikli olarak ele almalarını sağlayabilir. Doğru beslenme için genetik özelliklerin gözönüne alınması, mevcut tıbbi sorunların belirlenerek tedavisi, spor yapmak için zaman ayırmak stres yönetimi için yardım almak bu dönemde anne baba olmak isteyenlerin dikkat etmeleri gereken faktörler. Çocuk sahibi olmak önemli bir sorumluluktur. Anne – baba olmaya karar veren kişiler hayatları boyunca bir çok zorluğa göğüs germeleri gerekir. Ekonomik şartlar çocuk sahibi olmak için gerekli çabaları daha da zorlaştırmaktadır.Kriz dönemlerinde geçinebilme kaygısı hatta iş kaybı endişesi artar. İş ve ekonomik konumu ile ilgili belirsizlik yaşayanlar büyük bir güvensizlik duygusu yaşayarak gelecek kaygısı içine girerler. Beklenmeyen, istenmeyen hazırlıklı olunamayan bu kriz süreci eninde sonunda düzeleceğini bilmek ve bu sürecin geçici bir durum olduğunu unutmamak gerekir. En az zararla bu süreci geçirebilmek için destek almak ve plan yapmak gereklidir. Eşlerin bu stresli durum sırasında kendini iyi tanıyor olması, bu durumun suçlusunun kendileri olmadığını bilmeleri çok önemlidir. Eşlerden biri işini de kaybetse, ekonomik özgürlüklerinin boyutları da değişse de bu geçici durum kendisine olan güvenini ve motivasyonunu engellememelidir. Hissedilen sorunların açık açık konuşulması ve etkin, doğru iletişim içerisinde olunması çok önem taşır. Uygun bir şekilde bu gergin dönemin ifade edilmesi, tutumlu ve anlayışlı olma konusunda yardımlaşma ve dayanışma içinde olmak durumu kolaylaştıracaktır. Çiftlerin iletişimi ve kendilerini doğru analiz etmeleri, içe kapanıklık, iştah değişiklikleri, uyku sorunları, baş ve boyun ağrıları, mide ve bağırsak rahatsızlıkları gibi sorunlar için bir uzmandan yardım almaları yaşadıkları sıkıntıları azaltacaktır.
Kriz dönemi anne baba olmak için uygun dönem değil midir?
Yaşla birlikte sperm ve yumurta kalitesi azalmakta ve anne baba olmak zorlaşmaktadır. İlerleyen yaşlarda anne baba olabilmek daha malilyetli tedavileri beraberinde getirecektir. Çocuk sahibi olmayı planlayan kişiler kriz döneminde uzman doktorlardan danışmanlık alarak anne baba olmak için uygu plan yapmalıdır. Bu dönemde çiftler temel gereksinimlerinin karşılanamayacağını ve engellendiğini hissettiğinde kendilerini ve çevresini yıpratabilecek duygular yaşayabilir. Öfke ve öfkenin tepkisi olan saldırganlık davranışları ile umutsuzluk ve motivasyon eksikliği duygusuna bağlı gelişebilecek depresif duygudurumla sorumluluk duygusu ve kaygısı altında daha olumsuz etkilenecektir. Ayrıca eşler arası ilişkilerin krizin tetiklediği olumsuz yansımalarla çocuk sahibi olma kararı üzerinde güvensizlik, kaygı yaratabilir. Kriz dönemlerinde eşlerin ilişkileri de tehdit altındadır. Geçim sıkıntısı, iş kaybı ya da yetersiz gelirden kaynaklanan güvensizliğin yarattığı tepkiler eşler arasındaki iletişimi zedeleyebilir. Bazı çiftler bu durumdan diğerlerine göre daha çok etkilenirler. Bunlar sorunları, çatışmaları, sıkıntıları olan ve iletişimi çok iyi olmayan, birbirine güven duygusu yerleşmemiş çiftlerdir.
Ne yemelerini önerirsiniz?
Et yerine kuru baklagillerden yararlanılabilir. Sebzelerden yeşil yapraklı olanlar, vitaminlerin bir çoğu ve bazı madenlerden daha zengindir. Yine sebze ve meyveleri satın alırken turfanda olanlar yerine taze mevsim sebze ve meyveleri tercih edilmeli. Mevsimlik sebze ve meyveler turfandakilerden daha ucuz, daha lezzetli ve daha besleyicidir. Bal ve pekmezde yiyecekler arasında bulunmalı. Besinleri hazırlama, pişirme ve saklama ilkelerine dikkat edilmeli. Beslenmeye ayrılan bütçe iyi bilinmeli ve satın almadan önce besinlerin değişik yerlerdeki fiyatlarını araştırmalı. Pazarların genellikle manav ve bakkallardan daha ucuz olduğu, aylık satın alınacak besinlerin tüketim kooperatifleri gibi az karla satış yapan yerlerden temin edilebileceği unutulmamalı. Her besin grubu için pahalı ve ucuz seçenekler bulunmakta ve bu konuda mutlaka uzman bir doktordan yardım alınmalıdır. Hiç kimse bu dönemde kötü ve yanlış beslenip hastalanacak kadar zengin değildir. Yanlış dengesiz ve kötü beslenmenin etkisiyle ortaya çıkacak fiziksel ve bedensel rahatsızlıkların da maliyeti oldukça yüksektir. Doğru beslenmede yeterlilik, çeşitlilik ve dengeli olmak konusunda yardım almak ekonomik önlemler arasında olmalıdır. Uzun ve sağlıklı bir yaşam için dengeli ve yeterli beslenmek çok önemli. Vücudumuz, görevlerini eksiksiz yerine getirmek için ihtiyacı olan enerjiyi gıdalardan sağlar. Sağlık açısından bu kadar büyük önem taşıyan doğru beslenme, içinde bulunduğumuz kriz ortamında bile ihmal edilmemeli, doğru beslenmeye ömür boyu önem vermeliyiz. Protein ihtiyacını karşılayan kuru baklagiller ve mevsimine göre küçük balıklar, diğerlerine kıyasla düşük fiyatları ile daha ekonomik olur. Marketlerde rahatlıkla bulunabilecek soya eti ve kıyması da bu gruba dahil edilebilir. İkinci gruba, kalsiyum ihtiyacını da karşılayan süt, yoğurt ve peynir girer. Bunlar arasında lor ve çökelek en düşük maliyetle kalsiyum ihtiyacını karşılar. Sebze ve meyvelerin mevsimine göre tüketilmesi hem besin değerleri hem de fiyatı açısından çok önemlidir. Tahıllar arasından bulgur hem besleyicidir hem de diğerlerine göre daha ucuzdur.

Afrodizyak kadar etkili besinler var mı?

Cinsel hayatı güçlendirmek için doktora danışılarak kullanılabilecek besinler ve besin destekleri:
Yulaf ezmesi
Sarmısak
Zencefil
Vanilya
Zerdeçal
Havyar
Isırgan otu
Arı sütü bal ve polen
İstiridye
Çikolata
Ginseng
Roka
Kekik ve nane
Antep Fıstığı
Maydanoz
Kereviz
Havuç
Karpuz
Hardal, kimyon, kişniş
çinko
Kalsiyum
E ve C vitamini
Ginseng
Stresi azaltan yiyecekler var mı?
Kiraz, çilek, kiwi ve böğürtlen gibi C vitamini açısından güçlü olan meyveler sayesinde vücudunuzdaki kortizol hormonu azalır
en az %70 kakao içeren siyah çikolata
Kuşkonmaz yoğurtla beraber
B vitamini grubu yiyecekler: Ette balıkta kepek çavdar ürünlerinde ve koyu yeşil sebzelerde bulunur. Haftada en az 2 kez balık tüketilmeli
ceviz, fındık fıstık gibi çinko içeren gıdalar
Domateste bulunan potasyum ve likopen
Somon, sardalya, uskumruda bulunan omega 3
muz, avokado ve erik
pirinç, patates ve makarna
bal ekleyerek yeşilçay papatya çayı, melisa gibi bitki çayları
Dondurma
Lahana
Pazı
Tarçın
Semizotu
Nar
Kuru erik
Kabak çekirdeği
stresi azaltır.
Kriz dönemi kilo vermek için ideal dönem midir, yoksa siz bu tür günlerde diyet yapılmasını önermezmisiniz?
Kriz dönemi iyi bir planlama ile kilo vermek için aslında ideal bir dönemdir. Bu dönemde ihtiyacının dışında alışveriş yapmamalı. Kazandığımız paralarla yaşamayı öğreniriz. Aile bütçe dengesinin sağlanması için gelirin bir kısmını kira, elektrik, su, eğitim ve sağlık gibi zorunlu giderler için ayrılmalı. Bütçenin kalan kısmını da harcarken çok daha dikkatli olunmalı. Belirlediğiniz listenin dışında alışveriş yapmayın. Tükettiğimiz her şeyden kısıtlayalım, ancak direkt sağlığımızı ilgilendiren beslenme yani gıda konusunda kaliteden ödün vermeyelim. Geleneksel, kendi el üretimimize dayalı sağlıklı yemekleri evde kendimiz hazırlayalım ve yakınlarımızla paylaşalım. Daha ucuz ve de daha sağlıklı olan mevsim meyve ve sebzelerini tercih edelim. Hazır ve de pahalı olan, nerede üretildiği belirsiz, ruhsatsız, üretim ve son tarihleri bulunmayan, açıkta satılan, gıdalardan da uzak duralım.
Günde en az yarım saat spor yapılmalı. Bu, merdiven çıkma, yürüme veya seks de olabilir. Kalp atışlarını artıracak kadar hareket edilmeli. Özellikle kollarını hareket ettirerek çalışmanın, kalp krizine karşı koruyucu etkisi var.
Erkek işi nedeniyle zor günler geçiriyorsa, kadın bu dönemde anne olmak istiyorsa sizce ne yapmalı? Gerçekten kalbe giden yol mideden geçer mi?
Zor günler geçiren erkeklerle iyi iletişim için sağlıklı beslenme, düzenli egzersiz çocuk sahibi olabilmek için gerekli cinsel aktiviteyi kolaylaştırmala beraber mutlaka uzman bir doktordan danışmanlık almak bu konuda daha kolay yol alınmasını sağlayacaktır.
Bu dönemde düzenli tüketmeye özen gösterilmesi gereken bazı yiyecekler ve besin destekleri:
DOMATES: Kan damarlarını koruyucu etkiye sahiptir.
YEŞİL ÇAY: Kalp sağlığı için koruyucu bir içecektir kolesterolünün damarlarda birikmesini ve damarların tıkanmasını önler.
SOĞAN, SARIMSAK: Kan sulandırıcı etkisi vardır, kolesterolün damarlara zarar vermesini engelleyen bazı bileşenleri içerir.
KOLİN, LESİTİN, FOSFATİDİLKOLİN: Öğrenme ve hafıza üzerinde önemli rol oynar. Eksikliğinde unutkanlık, bunama ve felç görülebilir.
GİNKGO BİLOBA: Ginkgo Biloba’nın beyine giden kan dolaşımını arttırarak beyin hücrelerine glukoz ve oksijen iletimini desteklediği ortaya konulmuştur
B12: B12 vitamini asetilkolin sentezini artırarak hafızayı güçlendirir. B12 eksikliğinde, kansızlık, unutkanlık, kas güçsüzlüğü, halsizlik ve uyuşmalar görülür.
DEMİR: Demir eksikliği unutkanlık yapıyor. Vücutta hücrelere oksijen taşınması için gerekli olan demirin eksikliği unutkanlığa neden olmaktadır.
DHEA: Hem kadında hem de erkekte yaşlanma başladıkça seviyesi düşen bir hormondur.
OMEGA-3:Hafızayı güçlendiren Omega-3 yağ asitleri daha çok balıkta bulunur.

Gerçekten sperm sayısını ya da yumurta sayısını artıran besinler var mı?
Doğru beslenme ve yaşam biçimi ile değiştirilebilecek sorunlardan şişmanlık, aşırı zayıflık, şeker hastalığı, guatr gibi metabolik sorunlar romatizmal hasalıklar, kansızlık gibi vitamin ve mineral eksiklikleri kısırlık sebebi olabilir ve çocuk sahibi olmakda güçlük çeken çiftler üremeye yardımcı tedaviler öncesinde bu konuda uzmn bir doktor tarafından yapılan değerlendirmelerle kısa bir hazırlık dönemi ile gebe kalma şanslarını artırabilir.
Üreme çağında olan 10 kadından birinde teşhis edilen PCOS (Polikistik Over Hastalığı) , insulin seviyelerinin artmasına bağlı olarak meydana gelen hormonal düzensizlikler sonucu infertilitye neden olan ciddi bir hastalıktır. Hiperinsulinemi androjenlerde yüksekliğe sebep olur bu da beyinde yumurtalıkların görevini kontrol eden merkezin durumunu bozarak yumurtlamama, adet görememe ve infertiliteye sebep olabilir. PCOS’lu bir hastada uygulanacak infertilite tedavisinde eğer fazla kilo tespit edilir ise öncelikle hastanın kilo verilmesi sağlanmalıdır, yumurtlama tedavisi veya tüp bebek tedavileri bundan sonraya ertelenmelidir. Uygun beslenme alışkanlıkların kazandırılması, yeterli egzersiz ve insülin etkinliğini arttıran ilaçların yardımı ve iyi metabolik kontrollerin bu gibi durumlarda gebe kalma şanslarını arttırdığı gibi sağlıklı bir bebek doğurma şansını da arttırır.
İleri yaştaki çiftlerde gebelik öncesi ve gebelik dönemindeki beslenme şekli ile bebeğin doğum ağırlığı, beyin gelişimi ve sağlığı arasında yakın bir ilişki bulunmaktadır. Beslenme bozukluklarına bağlı olarak, en çok demir yetersizliği anemisi (kansızlık) ile kan hücrelerinin yapımında gerekli olan folik asit, fiziksel ve zihinsel gelişimde etkili iyot ve kemik gelişiminde rol oynayan kalsiyum yetersizliklerinin görülmektedir. 2500 gramın altında düşük doğum ağırlığının en önemli nedenlerinden biri, hamile kadınlarda görülen beslenme bozukluklarıdır. Beslenmeyle ilgili sorunlar kadınların yumurtalıkları ile erkeklerin spermleri üzerinde olumsuz etki yapıyor. Yanlış beslenme alışkanlıkları kadınların yumurtalıklarını etkileyerek sağlıklı yumurtalar üretmeye direnç gösterir hale getiriyor. Doğal gebe kalmayı zorlaştırırken, düşükleri hızlandırıyor. Yanlış beslenme kısırlık tedavilerinin başarılarını da düşürüyor.
Aşırı zayıflık olmak da istenmeyen sonuçlar doğurmaktadır. Adet düzensizliği, yumurtlama bozukluğu gibi sorunlar aşırı zayıflıktan kaynaklanarak, infertiliteye sebep olabilir. Vücutta yağ oranı, kadınlarda normalde % 20–29 arasındadır. Beslenme bozukluğu sonucu aşırı zayıf olan kadınlarda adet düzensizliğine sık rastlanır, düzensiz kanamalar, yumurtlama bozukluğu ile birlikte seyreder. Benzer durumdaki atletler, yüzücüler gibi ağır spor yapanlarda da infertilite sık görülür. Sağlıklı beslenme sonucunda oranları ve kiloları düzeldiğinde bu kişilerin de gebe kalma şanslarının artar.

Fazla kilolu veya obez olmak kadınlarda doğurganlığı azaltabilir. Gebelik gerçekleştikten sonra da fazla kilo gebelik sırasında riskleri artırabilir. Kilo verilmesi hem doğurganlığı hem de sağlıklı bir gebeliğe ulaşma şansını artırır. Vücut kitle indeksi kilonun boya göre değerlendirildiği bir ölçüdür. Vücut kitle indeksi 25-29,9 arasında fazla kilolu 30’un üzerinde olanlar obez olarak sınıflandırılır. Bel çevresinin erkekte 102 cm, kadında 88 cm’yi geçmesi, ya da bel çevresinin kalça çevresine oranının erkekte 0.9, kadında ise 0.8’den fazla olması yine şişmanlık olarak değerlendirilmektedir. Eğer yağ dokusu karında ve dolayısı ile iç organların çevresinde birikmişse bu durumda o şişman kişide kilo fazlalığına bağlı olarak ortaya çıkma ihtimali olan bazı ek hastalıkların görülme oranı çok daha fazla artar. Örneğin bu kişilerde tansiyon yüksekliği, şeker hastalığı, kalp ve beyin damarlarında tıkanma ve buna bağlı olarak kalp krizi ve felç geçirme ihtimali, şişman olmayan veya şişman olup da yağ dokusu karın dışındaki bölgelerde (örneğin bacak, kol gibi) biriken kişilere göre çok daha fazladır.

Şişmanlığın doğurganlığa negatif etkileri
-Adet düzensizliği
-İnfertilite ihtimalinin artışı
-İnfertilite ile ilgili cerrahi girişim riskinin artışı
-Düşük riskinin artışı
-Üremeye yardımcı tedaviyle gebelik şansının azalması
Şişmanlığın gebelik sürecindeki olumsuz etkileri.
-Yüksek tansiyon riskinin artışı
-Gebelik sırasında şeker hastalığı riskinin artışı
-Gebelik sırasında idrar yolu enfeksiyonu riskinin artışı
-Bebekte doğumsal şekil bozukluğu riskinin artışı
-Fazla kilolu bebek doğurma riskinin artışı
-Sezaryenle doğum riskinin artışı
-Prematür bebek doğurma riskinin ve bebek ölüm riskinin artışı
-Doğum süresinin artışı, doğum sonrası kanama miktarının artışı,
-Doğum sonrasında ciltte dikiş yerlerinde rahim ağzında yara enfeksiyonu, rahim zarında iltihapve idrar yollarında enfeksiyon riskinin artışı
Şişmanlıktan kurtulmanın faydaları
– Yüzde 5-10’luk kilo kaybı bile dramatik bir şekilde yumurtlama ve gebelik şansını artırmaktadır.
– Gebelik sırasında şeker hastalığı, yüksek tansiyon ve kalp hastalığı ile karşılaşma oranı düşer.
– Kendine güven duygusunu geliştirir.

Şişmanlığın üremeye yönelik komplikasyonları
Gebelik sırasında şişmanlık hem bebek hem de anne adayında ölüm riskini artırır. Ayrıca gebelikte yüksek tansiyonla karşılaşma riski 10 kat artar. Şişman hanımların doğumları sonrasında bebeklerde fazla kilo, düşük kan şekeri görülebilir ki, beyin hasarından ve epilepsi nöbetleriyle ilişkili olabilir. Doğan bebeklerde omurilik ile ilgili gelişim bozuklukları (sıklıkla nöral tüp defektleri örnek; spina bifida) görülme ihtimali artar.

Erkeğin cinselliği krizden etkilendiyse kadınlar hangi besinleri sofralarından çıkartsınlar…

Fazla kilo varsa kalori kısıtlamasına gidilmelidir. Hayvansal gıdaların tüketiminde kolesterol içeriği göz önüne alınmalıdır. Bitkisel yağlar, posalı gıdalar tercih edilmelidir. Tuz kısıtlanmalıdır. Antioksidan özellik açısından zengin taze sebze ve neyveler tüketilmeli. Kalsiyum ve B vitaminlerine önem verilmelidir. Yağdan uzak, kolesterolü düşük,orta ve düşük glisemik indeksli beslenme sistemi oluşturulmalı.
Mutlaka uzman doktor kontrolünde gebeliğe hazırlanın.

* KIRMIZI ET TÜKETİMİNİ AZALTIN

* ŞEKER VE RAFİNE GIDALARDAN KAÇININ

* SIVI YAĞ KULLANIN

* YİYECEKLERİNİZDEKİ POSA ORANINI ARTTIRIN

* TUZ ALIMINI AZALTIN

* ÇAY, KAHVE, GAZLI İÇECEKLER VE ALKOL TÜKETİMİNİ AZALTIN

Çiftlere ne öneriyorsunuz, ilişkiden önce ve sonra yenmesi tavsiye edilen besinler var mı?
Çiftlere kahve ve çayı sınırlamalarını, kahvaltı ve akşam yemeklerinde birlikte olmalarını, eve iş taşımayıp zamanlarını iyi planlamalarını, yatmadan önce haber izlemekten kaçınmalarını, yardım istemekten, sorunlarını konuşmaktan çekinmemelerini, gülmeye, eğlenmeye zaman ayırmalarını, esnek olmaya çalışmalarını, dua ederek rahatlamalarını, kendilerine güvenmeleri gerektiğini farketmelerini, dinlendirici müzikler dinlemelerini, sabırlı olmaya gayret göstermelerini, kaliteli bir uyku için gerekli hazırlıkları yapmalarını öneriyoruz. Çiftlere doğru beslenme yeterli egzersiz ve stresle başetme yöntemleri konusunda danışmanlık yapıyoruz. Düzenli spor, eklemleri güçlendiriyor, bağışıklık sistemini harekete geçiriyor ve kemik erimesine karşı koruyor. Egzersiz yaparken vücudun mutluluk hormonu diye de bilinen endorfin hormonu salgılamasıdır. Egzersizin, tamamlandıktan sonra da devam eden sakinleştirici bir etkisi vardır. Düzenli egzersiz yapanlar fazla hareket etmeyenlere göre daha çok kendilerine güvenirler ve çok daha az acıkırlar.
İlişkiden önce eşlerini iyi iletişimle konuşarak paylaşarak rahatsız etmeyecek hafif ölçülü miktarlarda salata meyve yoğurt gibi gıdaları, ilşkiden sonra genellikle su veya ayran meyve suyu gibi sıvı gıdalar almalarını öneriyoruz. Sigara vealkolden uzak durmalarını öneriyoruz.

ENDİŞE, KORKU ve KAYGILARDAN KURTULUN
İLTİFAT EDİN
KONUŞUN
BESLENMENİZE DİKKAT EDİN

Krizde çocuk sayısı artıyor mu, azalıyor mu?
Krizde sağlıklı olan çiftlerın daha çok birlikte olma şansı yakaladıkları için çocuk sahibi olma ihtimalleri artarken tıbbi sorunları olan çiftlerin uzman doktorlardan yardım almayı ertelemelerinden dolayı yaşamları boyu çocuk sahi olma şansları azalıyor. Kriz ortamında çocuk sahibi olma planı olan çiftlerin mutlaka yaşamlarındaki önceliklerini doğru belirleyip doğru önlemleri alma konusunda danışmanlık almaları gerekiyor.

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *