Basında Dr. M.Berksoy

Hamilelik kilolarından uyku, seks ve yürüyüşle kurtulabilirsiniz!

25 Ağustos 2008, Pazartesi Sabah Gazetesi http://arsiv.sabah.com.tr/2008/08/25/gny/haber,13B7D696FB5F4B77959D3E8BE0101BE3.html Yaşam boyu savaştığımız kilolar, gebelikte katlanarak artınca; özellikle doğum sonrasında problem çıkmaya başlıyor. Dr. Murat Berksoy; hamilelik kilolarından kurtulmak için diyet yerine emzirmeyi, yürüyüşü, iyi uykuyu ve 6. haftadan sonra düzenli seksi öneriyor.. Bahçeci Kliniği’nden Aile Hekimi ve Beslenme Danışmanı Dr. Murat Berksoy, hamilelik döneminde aldığınızın kilolardan doğum sonrasında kendi kendinize kurtulmanızı sağlayacak tavsiyeler verdi ve sorularımızı yanıtladı: * Doğum sonrasında, şişmanlık sorunu nasıl aşılabilir? Emzirme dönemindeki az uyku ile çok yeme arasında bağlantı var. Uykusuzluk, hormonların salınımını artırır ve yemek yeme ihtiyacına neden olur. Cinselliğin zaten az olduğu emzirme döneminde düzenli olmayan bir uyku, düzensiz cinsel yaşama da neden oluyor. 6. haftadan itibaren cinsel hayatın da düzene girmesi, kilo vermede önemlidir. Sadece beslenme, kilo vermek için bu dönemde yeterli değildir. Ama etkin emzirme, iyi uyku, egzersiz ve düzenli cinsel hayatla 6 ayda şişmanlığı aşabilirsiniz. EMZİRENE DİYET YOK! * Doğum sonrası, hemen diyete başlamak doğru mu? Doğumdan 6 hafta sonra, sağlıklı kilo verebilmek için diyete ve egzersize başlanmalıdır. Diyet derken, katı bir rejim listesi uygulanmasını kastetmiyoruz. * Emziren anneler için özel bir diyet öneriyor musunuz? Emziren annelere diyet yapmalarını kesinlikle önermiyoruz. Önerimiz; doğru, dengeli beslenme ve egzersizdir. Bunu, evde her anne kendi kendine de başarabilir. Anne sütü, bebek için en uygun besindir. Emzirme döneminde süt salgılanması; kadının normal gereksinmesinden daha fazla enerji, protein, vitamin ve mineral almasını gerektirir. Bu yüzden, katı diyetler sakıncalıdır. Başarılı bir emzirme ile anne 6 ayda normal kilosuna dönebilir. Emziren anne, kalsiyumdan zengin beslenmelidir. Bu dönemde su ihtiyacı da artan anne, günde en az 10 su bardağı sıvı almalıdır. Emziren anneler 4-6 aylık emzirme döneminde gaz oluşumunu engellemek için yemeklerini yavaş yemeli, lokmalarını ise iyi çiğnemelidir. ÜST LİMİT 12 KİLODUR! * Doğum sonrasında, fazla kilo problemi yaşamamak için ne yapmak lazım? Düzenli ve dengeli beslenmeyi öğrenmek için bir diyetisyene gitme şansları olmayan anne adayları, hamilelik dönemi başlar başlamaz kendi kendilerine de kilolarını kontrol altında tutabilirler. Kendilerini takip eden jinekologlarıyla da, sağlıklı beslenme konusunda fikir alışverişinde bulunabilirler. Jinekologlar, onlara doğru yönlendirmeler yapacaktır. Gebelik sırasında alınması gereken ideal kilo; 10-12 kilodur. Bu miktardan fazlası, hem gebelik boyunca birtakım sıkıntılar yaratabilir, hem de gebelik sonrasında anneye yük olacaktır. Hamilelik döneminde aldığınız kiloları vermek için bunları yapabilirsiniz: * Yediklerinizi yazmak için yemek günlüğü tutun. * Kendinize zaman ayırın. Bebeğinizi pusete koyarak 30 dakika tempolu yürümek, yapacağınız en kolay egzersizdir. * Evde, sizi kışkırtan yiyecekler bulundurmayın. * Daha ekonomik seçimler yapın. Örneğin; bal...

Daha Fazlası

TRT-2 18 HAZİRAN ÇARŞAMBA SAAT 20:00 SAĞLIKLI YAZ

TRT-2 18 HAZİRAN ÇARŞAMBA SAAT 20:00 SAĞLIKLI YAZ İPEK TANRIYAR, CEYLAN SANER ve DR MURAT BERKSOY CANLI YAYINDA

Daha Fazlası

11.05.2008 En tatlı öpücük http://www.aksam.com.tr/haber.asp?a=117723,104

Anne olabilmek, bazı kadınlar için kolay değil… Kübra Tekin de önüne çıkan tüm engelleri yıkmak için bir savaşçı gibi mücadele eden, anneliği zor elde eden kadınlardan… İnatçı Karadeniz kızı, bebek hayallerini hiçbir şeyin engellemesine izin vermediği için artık çok mutlu… Ağlayarak geçen her Anneler Günü, artık masal kutlamalarına dönüşmüş… Bugün Yasemin ve Selin onun mücadeleci ruhunu taçlandırıyor. Hikayesinde tiroit kanseri, endometriozis, diyabet, aşılama ve mikroenjeksiyon var… Tüm bunları arkasında bırakan Kübra Tekin, bugün dünya tatlısı Yasemin ve Selin adlı iki kız çocuğu sahibi. Özel bir sigorta şirketinin acenteliğini de yürüten Kübra Hanım, yıllarca birçok Anneler Günü’nde için için ağladığına, artık her mayısın ikinci pazarında yaşadığı mutluluğu hiçbir şeye değişmeyeceğini söylüyor. Ancak onun asıl hikayesindeki başarı, tüm bunların altından tek başına kalkabilecek, göğüsleyebilecek cesaretinin olmasında yatıyor… HASTALIKLARLA YÜZLEŞME Kübra Hanım 24 yaşında evlendiğinde anaokulu öğretmenliği yapıyordu. Çocukları çok seviyordu ve onlarla birlikte olmaktan aldığı keyfin büyüklüğünü anlatacak sözcük bulamıyordu çoğu kez. Ancak bir türlü kendi çocuğunu kucağına alamıyordu. Özel bir merkezde 2 yıl süren tedaviler sonuç vermedi, aşılamalar fayda etmedi, olmuyordu… Tavsiye üzerine Alman Hastanesi Tüp Bebek Merkezi ve Bahçeci Kliniği Direktörü Prof. Dr. Mustafa Bahçeci’ye başvurdu. İlk tetkiklerde ‘endometriozis’ (rahim duvarının kalınlaşması) problemi olduğu ortaya çıktı. Ayrıca teşhis edilememiş birçok da kisti vardı… Kübra Tekin bu süreci, “Önce ameliyat oldum. Sonra yumurta rezervlerimin de azaldığı ortaya çıktı. Hormon tedavisi görmeye başladım. Mikroenjeksiyon tedavisine karar verdiğimizde ise önüme hiç tahmin edemedim başka bir engel çıktı: Tiroit kanseri… Alman Hastanesi’nin Başhekimi ve Tiroit Cerrahisi Uzmanı Prof. Dr. Erol Düren sadece elleriyle boynuma dokunarak bile teşhisi koymuştu. Tahliller, ümitsizlikler, bozulan sinirler… Ben çocuk tedavisini yarıda bırakıp kanser tedavisine başlamıştım” sözleriyle anlatıyor. 2 YIL KANSER MOLASI Kübra Tekin’in hayatında Doç. Dr. M. Onur Demirkol’un ve Prof. Dr. Halil Azizler’in önemi büyük. Radyoaktif iyot ve hormonlarının düzenli takibinde onlara tüm yüreğiyle güvenmiş. Çok acı gelse de doktorlarının yasağı yüzünden 2 yıl bebek tedavisine ara vermiş. Kübra Hanım o günlerin kolay geçmediğini şöyle ifade ediyor: “Hani askerler şafak sayar ya, ben de tek tek gün saydım, 2 yıl ne zaman bitecek diye. Ne zaman bir bebek görsem, içimdeki özlem artıyordu. Bir Anneler Günü’nde tüm kadınlara çiçek dağıtıyorlardı. Bana da verdiler, almak istemedim ‘Ben anne değilim ki’ dedim. Ama dokunsalar ağlayacağım. Beyefendi, ‘Olur mu hanımefendi siz de anne adayısınız’ diyince hissettiğim sevinci anlatamam.” Sonra 2 yıl bitti ve Kübra Tekin Prof. Dr. Mustafa Bahçeci ve ekibiyle tedaviye yeniden başladı. Kübra Hanım, yaşadıklarıyla ilgili “Şimdi düşünüyorum da...

Daha Fazlası

22 Nisan Sabah Gazetesi Kız bebek için bal erkek çocuk için turşu

http://www.sabah.com.tr/gny/haber,2EABFBEF8B0F4F63B85BDD59A0EACC08.html Hamileliğe hazırlanırken yedikleriniz bebeğinizin cinsiyeti üzerinde etkili oluyor. Dr. Murat Berksoy; bilimsel olarak yüzde yüz ispatlanmasa da, Dr. Landrum Shettles tarafından hazırlanan mönülerin bebeğin cinsiyetini etkileyebildiğini söylüyor. Buna göre; kız bebek isteyen anneler bal, erkek isteyenler turşu yemeli.. Alman Hastanesi Tüp Bebek Merkezi Aile Hekimi ve Beslenme Danışmanı Dr. Murat Berksoy hamilelik diyetiyle ilgili sorularımızı yanıtladı: * Hamilelik detoksu var mı? Doğurganlığı artıran besinler neler? Var. Özellikle antioksidan ve toksin atıcı etkisi yüksek olan sebze ve meyveler tercih edilerek uygulanan detoks, sağlıklı bir gebelik geçirmeyi sağlar. Taze ve doğal ürünlerle beslenmeye özen gösterilmeli ve daha az kalori tüketilmeli. Hayvansal yağlar azaltılmalı. Kızartma yağlardan uzak durulmalı. Daha çok posalı yiyecek tüketilmeli. Organik besinlere öncelik verilmeli. Bol bol temiz ve doğal su içilmeli. Omega-3 yağ asidi kullanılmalı. Ayrıca, uyku hijyenine özen gösterilmeli. Fiziksel aktivite arttırılmalı. İnançlar güçlendirilmeli. Meditasyon, nefes, gevşeme egzersizleri ve yoga gibi stresle baş etme yöntemlerinden yararlanılmalı. Bitki çayları tüketilmeli. Fasulye, mercimek, nohut, barbunya gibi kuru baklagiller; börülce, enginar, havuç marul, limon, lahana, brokoli, ıspanak, salatalık, semizotu, keten tohumu, karahindiba, rezene, sarmısak, zerdeçal, zencefil, nane gibi baharatlar ve kiraz, vişne, çilek, böğürtlen, erik, elma, portakal, greyfurt, kayısı, şeftali, üzüm gibi meyveler de mevsimine göre bu detoks programının içinde olması gereken besinlerdir. DR. SHETTLES BULDU * Annenin beslenme şekli, bebeğin cinsiyetinin belirlenmesinde etkili olur mu? Bu tıp dünyasında çok tartışılan bir konudur. PGD dediğimiz genetik yöntemle cinsiyet belirlenebilir. Beslenme ile doğacak çocuğun cinsiyetinin belirlenmesine ilişkin 485 ayrı diyet programı var ama bunların bilimselliği tartışılır. Amerika’da ve Avrupa ülkelerinde yaygın olarak uygulanan bir yöntem; Shettles metodudur. Çok kolay olan bu yöntemin uygulama prensibi; adetin belirli günlerinde ilişkiye girilmesine dayanmaktadır. Landrum Shettles adlı bir doktorun geliştirdiği basit bir yöntemdir. X kromozomunun daha ağır olmasından yola çıkılmıştır. Başarı oranı düşük olsa da, ben soran ailelere Shettles’in listesini vermekte sakınca görmüyorum. SİZ DEĞİL, BEBEK BÜYÜSÜN * Doğumdan hemen sonra uygulanabilecek ve kilo vermeyi sağlayacak bir reçete var mı? Hamilelik öncesinden başlayan bir kontrol gerekli. Annenin kilo artışı ile bebeğin doğum kilosu arasında her zaman doğru bir ilişki bulunmaz. Hamileliği süresince 20 kilo aldığı halde küçük bebek dünyaya getiren annenler olduğu gibi, bunun tam tersi olarak 1-2 kilo artışla hamilelik süresini tamamlayan annelerin 3 bin gram civarında bebekler dünyaya getirdiklerine de şahit oluyoruz. Gebelikteki ideal kilo artışı hamilelik öncesi kilo ve yaşa bağıdır. Kilolu kadınların hamilelik süresince daha az, zayıf kadınların ise daha fazla kilo alması uygundur. Hamilelik öncesi kilosu ne olursa olsun; hiçbir...

Daha Fazlası

12 nisan 2008 show tv ana haber

Hamilelik diyetiyle anne oldular [youtube]7tvy0y4zqgs[/youtube] 

Daha Fazlası

30.03.2008 PAZAR SHOW TV ANA HABER BÜLTENİ

[youtube]JjxUDckXRM8[/youtube] http://www.showtvnet.com/haber/player.asp?ptype=haber&product=/300308/gida.wmv&btype=IEWMPobj

Daha Fazlası