Çikolata kistlerinden haberiniz var mı

Posted on Sep 17, 2007 in Basında Dr. M.Berksoy | 0 comments


 Çeken bilir endometriyozisi… Her adet döneminde, dayanılmaz ve şiddetli ağrılarla hissettirir varlığını. Yol açtığı sıkıntı, kasık ve bel ağrısından ibaret değil, düzensiz veya fazla kanama, cinsel ilişki esnasına ağrı ve kısırlık sık rastlanan diğer belirtiler. Yumurtalıklara yerleştiğindeki görünümünden ötürü “çikolata kisti” de denilen endometriyozisin bütün türleri halk arasında bu isimle anılıyor. Kısırlık nedenleri arasında yer alıyor. İstediği halde gebe kalamayan her 100 kadından 20’sinde endometriyozis bulunuyor.

 
Rahim içi dokusu ya da zarı her ay kalınlaşarak olası gebelik için hazırlanır. Kalınlaşan hücre tabakasına endometriyum adı veriliyor. Gebelik gerçekleşmezse endometriyum aylık kanamayla atılır. İşte bu hücre tabakasının rahmin dışında, vücudun başka bir yerine yerleşmesine “endometriyozis” deniyor. Endometriyozis en sık yumurtalıklarda görülüyor. Ayrıca rahim arkası boşlukta, vajen ile bağırsağın son bölümü arasında, bağırsakların yüzeyinde, tüplerin üzerinde veya çevresinde, rahmi tutan bağların ve mesanenin üzerinde veya karın zarı yüzeylerinde, cerrahi yaralarda, dikişli doğum esnasında açılan kesilerde, çok nadir olarak da göbek deliği, kulak, burun zarı gibi uzak organlarda görülüyor. Rahim iç tabakası, rahim yüzeyi dışında bir yere yerleştiğinde de adet döngüsüyle birlikte kalınlaşıyor ve yine kanamayla atılıyor.

PERİYODİK KANAMALAR

Ne oluyor da rahim zarı parçacıkları rahmin dışında oldukları zaman sorun yaratıyor? Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Prof. Dr. Teksen Çamlıbel, “Rahim zarı parçacıkları, hormonlara cevap verir. Östrojenle üreyen, büyüyen, uyarılan aktif bir doku olduklarından bulundukları yerlerde her ay kendi adetlerini görürler. Yani kanarlar. Bu kanama miktarına bağlı olarak örneğin eğer idrar torbasının içindeyse aydan aya hasta kanlı idrar yapabilir. Yumurtalığın üzerindeyse aydan aya kanayarak içine adet kanını da hapsederek, giderek büyüyen kist haline dönüşebilir” diyor.

Kistlerin içindeki eskimiş ve parçalanmış adet kanı birikintisi aynen çikolata rengi ve kıvamında olduğu için bu kistlere yumurtalığın çikolata kistleri de deniyor.

Karnın içini örten zarın değişik bölgelerine de zar parçacıkları yerleşebilir. Orada da her ay kanayarak karın zarını tahriş eder, dolasıyla karın ağrısı yapabilir. Bazen de rahme giden sinirlerin üzerine yerleşerek ve her ay adet kanamasıyla birlikte şişerek, büyüyerek ve kanayarak tahriş ederler. Çok ağır adet ağrısına yol açabilirler. Yine rahim zarı parçacıkları, bazen kalınbağırsağın üzerine de yapışır ve her ay kanayarak bağırsak duvarında büyür ve giderek bağırsağın içine doğru ilerler ve bazen bağırsağı delerek her ay makattan adet gibi aylık kanamalara yol açabilirler.

DOKULARI YAPIŞTIRIYOR!

Rahim zarının kan yapıştırıcı özelliği var. Karnın içindeki zar parçacıkları her ay kanayarak, bazen çevre dokuları da kendisine doğru çekip yapıştırıyor. Yıllar içinde bazen rahim, yumurtalık, yumurtalık kanalları, kalınbağırsak, apandisit bölgesi ve incebağırsağın bir kısmı karnın alt kısmında birbirine çimento gibi yapışarak bir blok oluşturur. Buna da http://preview.hurriyet.com.tr/preview/image.aspx?picid=4034212donmuş pelvis (frozen pelvis) deniyor. Prof. Dr. Çamlıbel, “Böyle durumlarda çok zor ameliyatlar gerekiyor. Yine rahim zarı parçacıklarının yaptığı yapıştırıcı ve sertleştirici etkiden dolayı bazen böbrekten idrar torbasına gelen üreter dediğimiz idrar taşıyan tüplerin sıkışması, idrarı boşaltamaması ve zaman içinde böbreklerin şişerek böbrek yetmezliğine kadar gitmesi de mümkün” diyor.

Endometriyozisin tamamı yok edilse bile yıllar içinde geri gelebilir. Endometriyozis bazen hayat boyu sürebilir. Tamamen engelleyecek bir tedavi henüz bulunmuyor. Genç kızlarda veya çocuk istemeyen kadınlarda endometriyozis ameliyatıyla hastalık yok edildikten sonra doğum kontrol hapı gibi ilaçlar öneriliyor. Doğum kontrol hapları özel formülleriyle endometriyozisin geri gelmesi riskini azaltıyor veya büyüme hızını yavaşlatıyor.

ANATOMİYİ BOZARAK KISIRLAŞTIRIYOR

Endometriyozis, yumurtalıklarda kistleşerek veya dokuları birbirine yapıştırarak iç anatomiyi bozarsa kısırlık yapıyor. Endometriyozis kanalları bozup, tıkayarak, yumurtalıkları kistleştirip, bir kısmını tahrip ederek, yapışıklıklar yaparak çocuk sahibi olmayı engelliyor.

ERKEN VE KESİN TEŞHİS ÖNEMLİ

Endometriyozis genel sağlığı ilgilendiren bir sorun. Basit adet ağrısından kalınbağırsağın delinmesi veya böbreklerin yetmezliğine kadar yol açabilecek çok ciddi hastalıkların da habercisi olabiliyor. Prof. Dr. Çamlıbel, “Bu yüzden teşhisin erken ve kesin olarak konulması ve önlem alınması kişinin genel sağlığı açısından da çok önemli” diyor.

SIK GÖRÜLEN BELİRTİLER

 Genç kızın adetleri başlayıncaya kadar bir şikáyet vermez ama adetler başlayınca zar parçacıkları da kendi kanamalarını yaptığı için özellikle rahmin sinirlerine yakın yerlere yerleştiğinde çok yoğun adet kanamalarına neden olabilir.

 Adet düzensizliği, karın ağrısı gibi şikáyetlerle seyreden yumurtalık kistleri de (çikolata kisti) ilk sırada yer alan belirtilerden. 

Rahmin arkasındaki karın zarı bölgesine yapışmış endometriyozis odakları ilişkide ağrıya yol açıyor. 

Evli kadınlarda çocuk sahibi olamamaları durumunda endometriyozis akla gelir.

Ufak da olsa büyük ağrılar yaşatıyor

Anadolu Sağlık Merkezi Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Dr. İbrahim Sözen, hastanın şikayetleriyle, endometriyozisin yaygınlığının orantılı olmadığını söylüyor. Yani çok ufak bir endometriyozis odağı olan kadın, çok şiddetli ağrılar çekebilir: “Kesin tanı laparoskopi yapılarak endometriyozis odaklarının görülmesi ve gereğinde biyopsi ile teyit edilerek konuyor. Ancak kadın hastalıkları uzmanı, endometriyozis belirtileri bulunan hastanın muayenesinde hastalık odaklarını, yumurtalıklardaki çikolata kistlerini ve bazen hastalığın neden olduğu yapışıklıklara bağlı üreme organlarının serbest haerketlerinin kısıtlandığını hissederek tanı koyabilir” diyor.

Çok kırmızı et tüketenlerde daha sık görülüyor

Araştırmalara göre endometriyozis kırmızı et tüketenlerde daha sık görülüyor. Tarım zararlıları için kullanılan ve otlayan hayvanların yenmesiyle insanlara geçen dioksin oranı endometriyozisli kadınlarda yüksek. Endometriyozisin beslenme ve yaşam biçimiyle ilişkisi olduğu da saptandı. Bahçeci Tüp Bebek Kliniği Aile Doktoru Dr. Murat Berksoy, yeşil yapraklı sebzeleri ve posalı meyveleri daha çok tüketenlerde endometriyozisin daha az görüldüğünü söylüyor. Bu besinlerdeki C vitamini, karotenoidler, folik asit, likopen, antioksidanlar ve başka mikrobesinlerin koruyucu etkisi bulunduğu düşünülüyor. Kırmızı etin hormonal tetikliyeciler içerdiği de düşünülüyor. Lifli gıdaların ise bağırsak florası ve vücuttaki östrojen dengesine olumlu etkileri bulunduğu üzerinde duruluyor. Yeterli, dengeli ve bilinçli beslenmeyse vücudu olumlu etkiliyor. Ayrıca sigara, kafein, tein, çikolata, alkol de endometriyozis sorununu artırıyor. Fiziksel aktivitenin yaşam kalitesi üzerindeki olumlu etkisi bu sorunda da gözleniyor.

Hürriyet – 8 Eylül 2007

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *